40 – BİAT AHKÂMI

GERİ

BİAT AHKÂMI

40 – Ubadetu’bnu’s-Sâmit (radıyallahu anh) anlatıyor: Biz, bir seferinde Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’le aynı cemaatte beraber oturuyorduk ki: “Allah’a hiçbir şey ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina fazîhasını işlememek, Allah’ın haram ettiği cana meşrû bir sebep olmaksızın kıymamak şartları üzerine bana biat edin” buyurdu.

Bir diğer rivayette “…Çocuklarınızı öldürmemek, halde ve istikbalde iftirada bulunmamak, meşru dairedeki emirlerde -ne bana ne de vazifelilere- isyan etmemek üzere biat edin. Kim vereceği bu sözlere sâdık kalır, ahdine vefa gösterirse karşılığını Allah’tan alacaktır. Kim de bu yasaklardan birini işleyecek olursa artık işi Allah’a kalmıştır, dilerse affeder, dilerse azab verir, cezalandırır” buyurdu. Biz de bu şartlarla biat ettik.”

Buhârî, İman 11; Müslim, Hudud 41, (1709); Nesâî, Bey’a 17, (7, 148); Tirmizî, Hudud 12, (1439).

Nesâî, bir başka rivayette “…karşılığını Allah’tan alacaktır” ifadesinden sonra şu ziyadeyi kaydeder: “Kim bunlardan birini işler, sonra da dünyada cezalandırılırsa, çektiği bu ceza onun için kefaret ve o günahtan temizlenme olur.”

Buhârî, Müslim, Muvatta ve Nesâî’de gelen bir diğer rivayette şu ifade mevcuttur: “Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’e zor durumlarda olsun, kolay durumlarda olsun, hoş şartlarda olsun nâhoş şartlarda olsun, aleyhimize kayırmaların yapılıp, hakkımızın çiğnendiği hallerde olsun itaat etmek, idareyi elinde tutanlara karşı iktidar kavgası yapmamak, nerede olursak olalım hakkı söylemek, Allah’ın emrini yerine getirmede kınayanların kınamalarından korkmamak üzere biat ettim.”

Bir başka rivayette şu ifadeye rastlanmaktadır: “…İktidar sahibine karşı onda, Allah’ın kitabında gelmiş bulunan bir delil sebebiyle te’vil götürmeyen açık bir küfür görülmedikçe iktidar kavgası yapmamak…”

41 – Avf İbnu Mâlik el-Eşca’î (radıyallahu anh) anlatıyor: “Biz Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’in huzurunda yedi veya sekiz veyahut dokuz kişiydik. “Allah Resûlü’ne biat etmiyor musunuz?” dedi. Ellerimizi uzatarak: “Hangi şarlara uymak üzere biat edeceğiz ey Allah’ın Resûlü?” dedik. Şu cevabı verdi:

“Allah’a ibadet etmek ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmamak, beş vakit namazı kılmak (verilen emirlere) kulak verip itaat etmek -ve bu sırada gizli bir kelime fısıldayarak devamla- “Halktan hiçbir şey istemeyin” buyurdu. Avf İbnu Malik İlâveten der ki, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’i benimle dinleyen o cemaatten öylelerini biliyorum ki, bineğinin üzerinde iken kazara kamçısı düşse kimseye “Şunu bana verir misin?” diye talebde bulunmaz (iner kendisi alır)dı.”

Müslim, Zekât 108, (1043); Ebu Dâvud, Zekât 27, (1642); Nesâî, Salât, 5, (1, 229); İbnu Mâce, Cihâd 41, (2867).

42 – İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: “Biz Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’e kulak vermek ve itaat etmek şartıyla biat ederken “Gücünüzün yettiği şeylerde” diyordu.

Buhârî, Ahkam 42; Müslim, İmâret 90, (1867); Nesâî, Bey’at 18, (7, 148); Tirmizî, Siyer 37, (1597); Muvatta, Bey’at 1, (2, 982); İbnu Mâce, Cihâd 43, (2874).

43 – Ümeyme bintu Rukayka (radıyallahu anh) dedi ki: “Ensâr’dan bir grup kadınla Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’e gelip kendisine: “Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, çalmamak, zina etmemek, çocuklarımızı öldürmemek, halde ve istikbalde iftira atmamak, sana meşrû emirlerinde isyan etmemek şartları üzerine biat ediyoruz” dedik. Hemen ilâve etti: “Gücünüzün yettiği ve takatınızın kâfi geldiği şeylerde”. Biz: “Allah ve Resûlü bize karşı bizden daha merhametlidir, haydi biat edelim” dedik.

Süfyan merhum der ki: Kadınlar, biatı (erkekler gibi) musâfaha ederek yapmayı kastedmişlerdir. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm): “Ben kadınlarla müsâfaha etmem, benim yüz kadına toptan söylediğim söz her kadın için ayrı ayrı söylenmiş yerine geçer” buyurdu.

Muvatta, Bey’a 2, (2, 982); Tirmizî, Siyer 37, (1597).